Çocuk İşçiliğinin Kanunları ve Tanımı
Çocuk işçiliği ya da çocukların işçi, hizmetçi ya da çırak olarak kullanımı insanlık tarihinin büyük bir kısmında yaşanmıştır; fakat sanayi devrimi sırasında zirveye ulaşmıştır. Kalabalık ve pislik içindeki fabrikalar, güvenlik önlemlerinin yetersizliği ve uzun çalışma saatleri gibi acınası çalışma koşulları o dönem için tipik bir durumdu. Çocuklara daha az ödeme yapılabilirdi ve birlik olma ihtimalleri daha azdı. Çalışan çocuklar genellikle okula gidemezdi, bu da kırması zor bir yoksulluk döngüsü yaratırdı. On dokuzuncu yüzyıl reformcuları ve işçi sendikaları toplumu kalkındırmak için çocuk işçiliğini sınırlandırmayı ve çalışma şartlarını iyileştirmeyi amaçladı fakat Amerika’da uzun zamandır süregelen çocuk işçiliğini sonlandıran şey “Büyük Buhran” – Amerikalıların işe muhtaç olduğu bir zaman – oldu.
Amerika’da Çocuk İşçiliği
13 koloni ve kurucuları, püriten çalışma etiğine göre, aylaklıktansa çalışkan olmaya değer veriyordu ve bu inanç çocuklara da uygulanıyordu. 1800’lerin ilk yarısı boyunca çocuk işçiler Amerika’nın tarım ve ev sanatları ekonomisinin olmazsa olmazıydı. Çocuklar aile çiftliklerinde veya başkaları için zorunlu işçi olarak çalışıyorlardı. Oğlanlar ticaret yapmayı öğrenmek için çıraklığa on veya on dört yaşları arasında başlıyordu.
Sanayi Devrimi
Sanayi Devrimi sırasında fabrikalar ve madenlerin artmasıyla işçi ihtiyacı da arttı. Çocuklar, onlara daha az ödeme yapılabileceği, boyut olarak daha küçük olduklarından dar yerlerdeki işleri görebilecekleri ve bu acınası çalışma koşullarına karşın birleşip başkaldırma olasılıkları daha az olduğu için ideal çalışanlardı.
İç Savaş’tan önce kadınlar ve çocuklar, hala diğerlerine göre ekonomide oldukça küçük bir yer kaplıyor olan Amerikan imalat sisteminde önemli bir rol oynuyorlardı. Savaştan sonra imalat tekniklerinde yaşanan gelişmelerle birlikte yapılacak işlerle birlikte çocuk işçilerin sayısı da arttı.
Göç ve Çocuk İşçiler
Ne tesadüf ki, Sanayi Devrimi sırasında Amerika’ya yapılan göçlerde de bir artış yaşandı ve bu sayede ortaya yeni bir işçi ve çocuk işçi kaynağı çıktı. 1840’larda “İrlanda Patates Kıtlığı” yaşandığında İrlandalı göçmenler daha alt seviyedeki fabrika işlerini devraldı.
1880’lerde doğu ve batı Avrupa’dan gruplar gelerek çocuk işçiler için yeni bir kaynak sağladı. Birçok göçmen çocuğun hala birçok iş yasasından muaf olan tarım sektöründe çalıştığını düşünürsek, bu akımın günümüzde hâlen devam etmekte olduğunu görebiliriz.
Ulusal Çocuk İşçiliği Kurulu
On dokuzuncu yüzyılın ortasında eğitimci reformcular, halkı, eğer ki bir bütün olarak kalkınmayı istiyorlarsa, ilkokul eğitiminin bir gereksinim olduğuna ikna etmeye çalıştılar. Birçok eyalet -ucuz işçiye aç işverenler konulan yasalardaki boşluklardan yararlansa dahi- bir asgari maaş belirledi ve okula gitmeyi zorunlu hale getirdi.
1900’lerin başında Amerika’da çocuk işçiliğini azaltmak ya da bitirmek sosyal reformun ana maddesi haline geldi. 1904’te kurulan Ulusal Çocuk İşçiliği Kurulu ve eyaletlerin çocuk işçiliği kurulları ise buna öncü oldu.
Bu organizasyonlar yaşanan yavaş gelişmelerin karşısında esnek metotlar benimsediler. Uzmanlarca yapılan araştırmalar, insanları ayağa kaldırmak için çocukların çalışırken içinde bulunduğu kötü koşulları gösteren çocuk işçi fotoğrafları ve baskıcı lobi çalışmaları gibi taktiklerle başı çektiler. Halka ulaşmak için yazılı broşürler, kitapçıklar ve toplu postalar gibi yollara başvurdular.
1902’den 1915’e kadar çocuk işçiliği kurulları eyalet parlamentolarında reform için baskı kurdu. Çocuk işçiliğini yasaklayan yasaların çoğu İlerleme Dönemi reform hareketinin bir parçası olarak kabul gördü. Ancak birçok Güney eyaleti buna karşı çıktı ve bu da federal çocuk işçiliği kanununa göre çalışma kararı alınmasına sebep oldu. Kongre 1916 ve 1918 yıllarında bu tarz yasaları kabul etmiş olsa da Yargıtay bu yasaların anayasaya aykırı olduğuna karar verdi.
Çocuk işçiliği yasalarının destekçileri federal çocuk işçiliği mevzuatını onaylayan anayasal bir değişimin peşine düştü ve eyaletler onaylamaya pek hevesli olmasa da yasa 1924’te çıktı. 1920’lerin muhafazakâr politik ortamı ve çocuklar üzerindeki federal gücün artacağından korktuğu için bu yasaya karşı çıkan tarım ve kilise organizasyonları zorluk çıkardı.
Buhran Döneminde Çocuk İşçiliği
Büyük Buhran binlerce Amerikalıyı işsiz bıraktı ve bu da Franklin Delano Roosevelt’in Yeni Düzen programı altında birçok reform çıkarmasına sebep oldu. Bunlar, federal gözetimin iş ortamında artmasına ve işsiz yetişkinlere iş sağlanmasına odaklanıyordu ki bu da çocukları işgücünden çıkarmak için müthiş bir gerekçe sağlamış oldu.
Ulusal Endüstriyel Güçlenme Yasası adı altında geliştirilen neredeyse tüm kanunlar çocuk işçiliğini azaltmayı sağladı. 1938’de çıkan Adil İş Standartları Yasası ilk defa ulusal bir asgari maaş ve eyaletler arası ticarette çalışan işçiler için maksimum mesai süresini belirlerken aynı zamanda çocuk işçiliğine de kısıtlamalar getirdi. Bunun sonucu olarak, imalat ve maden sektörlerinde on altı yaşından küçük çocukların çalıştırılması yasaklandı.
Otomasyon ve Eğitim
İş ve sosyal reformlara olan bakış açısını değiştirmek çocuk işçiliğini azaltan yegâne şeyler değildi. Önceden çocuklara verilen tekrarlayan işleri mekanik hale getiren gelişmiş makineler, işgücündeki çocuk sayısında düşüşe sebep oldu. Onların yerini daha karmaşık görevleri yerine getirecek olan yarı nitelikli yetişkinler aldı.
Eğitime de birkaç reform yapıldı. Birçok eyalet belli işleri yapabilmek için okunması gereken okul süresini artırdı, öğretim yıllarını uzattı ve devamsızlık yasalarını daha sık uygulamaya başladı. 1949’da Kongre çocuk işçiliği yasasını 1938’de belirtilmeyen ulaşım, haberleşme ve sosyal hizmetler alanlarında da uygulamaya koydu.
Çocuk İşçiliği Günümüzde Halen Devam Ediyor Mu?
Amerika’da çocuk işçiliği önemli derecede azalmış olsa da göçmen işçilerin daha zor düzene sokulduğu tarım gibi ekonomi alanlarında halen az çok devam etmekte. 1938’den beri federal kanunlar çocuk tarım işçilerini diğer çalışan çocuklara sağlanan çalışma kanunlarından muaf bıraktı. Örneğin, haşere ilaçlarına maruz kalma ve tarım aletleriyle birlikte gelen risklere rağmen yaşı 12 ve üstü olan çocuklar hukuken tarım alanlarında çalışabilir durumda.
Konfeksiyon sektöründeki işverenlerse az gelirli ülkelerden ihraç edilen mallarla rekabet edebilmek için gözlerini yasadışı göçmenlerin çocuklarına çevirdi. Yasalar hâlen okulu devam etmekte olan çocuklar ve gençlerin çalışabileceği maksimum mesai saatlerini belirlemiş olsa da eğitim masraflarının gitgide artıyor olması sebebiyle birçoğunun ödemeleri yapabilmek için daha uzun mesailere kalmak zorunda olduğu da ortada. Çocuk işçiliği yasalarının uygulanması günümüzde hâlâ eyaletten eyalete değişiklik göstermekte.
Kaynak: History
Editör: Hatice Zehra ŞAHİN