Kimyagerler, Parkinson Hastalığıyla savaşabilecek bir molekül sentezlediler
Kimyagerler, Parkinson Hastalığıyla savaşabilecek Okyanus temelli bir molekül sentezlediler.
Parkinson hastalığı, hareketi ve hareketliliği etkileyen ilerleyici bir nörolojik (sinir bilime ait) bozukluktur. Parkinson hastalığı, beyindeki nöronları üreten dopamin dejenerasyonundan kaynaklanır ve bu da titreme, tutukluk, yavaş hareketler, denge ve koordinasyon bozukluğu gibi belirtileri beraberinde getirir.
(Dejenerasyon: doku ve hücrelerin canlılıklarını korumakla birlikte yapılarının bozulup normal işlevlerini yapamayacak duruma gelmeleri, bozulma.)
Ekip, Lissodendorik Asit A üretiminde ilaç keşfinin sürecini hızlandırabileceğini düşündükleri bir yöntem kullandı.
Los Angeles, Kaliforniya Üniversitesi’ndeki organik kimyagerler, deniz süngerinde bulunan, Parkinson ve benzeri hastalıklar için olası tedavi edici yararları olan bir molekülün ilk yapay halini sentezlediler. Lissodendorik Asit A olarak adlandırılan molekül, DNA, RNA, proteinlere zarar verebilecek ve hatta tüm hücreleri yok edebilecek moleküllere karşı koyma yeteneğine sahiptir.
Şaşırtıcı bir şekilde, araştırma ekibi laboratuvarda molekülün kullanılır halini oluşturmak için gereken kimyasal reaksiyonlardaki kritik bir evreyi kontrol etmek için “siklik allen” olarak adlandırılan alışılmadık, uzun süredir ihmal edilmiş bir bileşik kullandı. Ekibe göre, bu buluşun farmasötik (eczacılığa ilişkin) çalışmalarda, diğer karışık moleküllerin geliştirilmesinde yararlı olabilecek potansiyeli var.
Bulguları, Science dergisinde yayınlandı.
Kaliforniya Üniversitesi, Kenneth N. Trueblood Kimya ve Biyokimya Profesörü ve bu çalışmanın mutabıkı olan yazar Neil Garg, “Günümüzde ilaçların büyük çoğunluğu, sentetik organik kimyadan yapılıyor ve akademide görevlerimizden biri dünyaya fayda sağlayan çapraşık kimyasal yapılarla ilaçları ve molekülleri hızlıca geliştirmek için kullanılabilen yeni kimyasal reaksiyonlar oluşturmaktır.” dedi.
Garg, bu sentetik organik moleküllerin gelişimini zorlaştıran önemli bir faktörün “kiralite” ya da “el tercihi” olarak adlandırıldığını söyledi. Lissodendorik Asit A’yı da içeren birçok molekül kimyasal açıdan aynı olan ancak sağ ve sol el gibi birbirinin 3D ayna görüntüsü olan iki farklı şekilde bulunabilir. Her versiyon bir enantiyomer olarak bilinir.
(Enantiyomer: bir insanın sağ ve sol ellerinin aynı fakat zıt olması gibi biri diğerinin tam ayna görüntüsüne süperpoze olmayan steroizomerlerdir.)
Farmasötikte kullanıldığı zaman, bir molekülün bir enantiyomeri tedavi edici etkilere sahipken diğeri bir şey yapmayabilir, hatta tehlikeli olabilir. Ne yazık ki, laboratuvarda organik molekülleri üretmek çoğunlukla her iki enantiyomerin karışımını verir, ve kimyasal olarak istenmeyen enantiyomerlerin tersine çevirmek ya da uzaklaştırılması sürece zorluk, maliyet ve gecikmeler ekler.
Bu zorluğun üstesinden gelmek ve yalnızca doğada bulunan Lissodendorik Asit A’nın enantiyomerini hızlı ve etkili bir şekilde üretmek için Garg ve ekibi, 12 adımlı reaksiyon süreçlerinde aracı olarak siklik allenleri kullandılar. İlk 1960’larda keşfedilen bu oldukça tepkili bileşenler daha önce bu kadar karışık molekülleri yapmak için kullanılmamıştı.
Garg, “Siklik allenler, 50 yıl önce keşfedildiklerinden beri büyük ölçüde unutuldular.” dedi. “Bunun nedeni, eşsiz kimyasal yapılarının olması ve yalnızca üretildiklerinde bir anda ortaya çıkmalarıdır.”
Ekip, siklik allenlerin belirli bir kiral versiyonunu oluşturmak için bileşenlerin eşsiz niteliklerinden yaralanabileceklerini keşfetti ve bu da Lissodendorik Asit A molekülünün istenen enantiyomerini üreten kimyasal reaksiyonlara neden oldu.
Kimyagerler, sentetik olarak bir Lissodendorik Asit A’nın benzerini üretme yeteneğinin, molekülün gelecek tedaviler için uygun niteliklere sahip olup olmayacağının test edilmesindeki ilk adım olmasına rağmen, molekülü sentezleme yönteminin, farmasötik araştırmada yer alan diğer bilim insanlarına hemen fayda sağlayabilecek bir şey olduğunu söyledi.
Garg “Geleneksel düşünceye meydan okuyarak, nasıl siklik allenler üretebileceğimizi ve bunları da Lissodendorik Asit A gibi karışık molekülleri üretmek için nasıl kullanabileceğimizi öğrendik.” dedi. “Başkalarının da yeni ilaçlar üretmek için siklik allenleri kullanabileceğini umuyoruz.”
Kaynak: SciTechDaily
Editör: Bilge Dua KÖSEN