Nisan Ayında Gösterime Giren En İyi 11 Film
Nicholas Barber; Super Mario Bros Movie, Renfield ve Evil Dead Rise da dâhil olmak üzere bu ayın en heyecan verici filmlerini listeliyor.
Air
Ben Affleck'in Argo'sunun Oscar'da en iyi film seçilmesinden on yıl sonra ve bir gangster destanı olan Live By Night'ın vizyona girmesinden yedi yıl sonra Affleck nihayet yeni bir film yönetti. Üstelik bu film bir ayakkabı hakkında. Ancak herhangi bir ayakkabı değil. Alex Convery tarafından yazılan Air, Nike'ın 1980'lerde yarattığı Air Jordan spor ayakkabısıyla spor giyim dünyasını nasıl değiştirdiğinin Moneyball tarzı öyküsü. Filmde Affleck şirketin patronu Phil Knight'ı canlandırırken, Matt Damon ise Knight'ı tüm pazarlama bütçesini genç ve denenmemiş bir oyuncu olan Michael Jordan'a harcamaya ikna eden yönetici Sonny Vaccaro rolünü üstleniyor. Şimdi tek yapması gereken, Jordan'ın annesi rolündeki Viola Davis'i anlaşmaya ikna etmek. Austin Chronicle'dan Richard Whittaker, "Bütünüyle oyunun nasıl oynandığına yoğunlaşan spor temalı filmler, kameralarını yanlış yöne çeviriyor," diyor. "Gerçek aksiyonun olduğu yer arka plandır. Her zaman olduğu gibi Affleck; güçlü bir hikâyeyi baş döndürücü, aynı zamanda kalabalığı memnun eden bir eğlence kılığına çeviren yönetmenlerden biri olmaya devam ediyor."
Air 5 Nisan'da genel gösterime giriyor.
Suzume
Makoto Shinkai, Hayao Miyazaki'nin yeni temsilcisi olarak gösteriliyor, bu da Your Name ve Weathering with You gibi resimsel bilim-kurgu çizgi filmlerinin Studio Ghibli'nin efsanevi kurucusunun başyapıtlarıyla kıyaslanabileceği anlamına geliyor. Shinkai'nin akıllara durgunluk veren son anime destanında korkunç yaratıkların kol gezdiği başka bir dünyaya açılan portalı keşfeden genç bir kızın hikâyesi anlatılıyor. Sihirli bir kedi ve yürüyüp konuşabilen bir sandalyeye dönüştürülmüş bir çocuğun yardımıyla evreni kurtarmak ona kalıyor. The Guardian'dan Peter Bradshaw, "Sürükleyici, merak uyandırıcı, şaşırtıcı bir yapıt" diyor ve ekliyor: "Çoğu zaman muhteşem bir doğaüstü felaket filmi ya da doğa ve politika üzerine bir deneme gibi olsa da film, kendine özgü esprili ve tuhaf komedi unsurlarıyla dolu."
Suzume 14 Nisan'da İngiltere, İrlanda, ABD, Kanada, İspanya ve Avusturya'da vizyona giriyor.
Are you there God? It's me, Margaret
Judy Blume'un klasik olgunlaşma dönemi eserinde, New York'tan New Jersey banliyösüne taşınan 11 yaşındaki bir kızın henüz çok başında olduğu ergenlik dönemiyle ve dinî kimliğiyle mücadelesi konu ediliyor. Roman ilk kez 1970 yılında basıldı ancak Abby Ryder Fortson'ın (ilk iki Ant-Man filminde Cassie) Margaret'i, Rachel McAdams ve Benny Safdie'nin de Margaret'in anne ve babasını canlandırdığı film ise daha yeni çekildi. Blume kitabın birileri tarafından uyarlanması için neden bu zamana kadar beklediği hakkında uyarlamanın yazar-yönetmeni Kelly Fremon Craig, Entertainment Weekly'den Maureen Lee Lenker'a verdiği röportajda, "Birinin çıkıp filmi çok parlak ve güzel, tüm kenarlarının zımparalandığı bir şeye dönüştüreceği konusunda çok gergindi" diyor. "Onunla masaya oturduğumda ilk filmim olan The Edge of Seventeen'i yeni izlemişti ve gözlemlerinin, tüm kusurları ve nüansları olduğu gibi kucaklayacağımdan emin olmasını sağladığını söyledi. “Kendisinin de çok iyi bildiği dürüstlükle."
Are you there God? It’s me, Margaret 28 Nisan'da ABD ve Kanada'da, 19 Mayıs'ta ise Birleşik Krallık ve İrlanda'da vizyona girecek.
Peter Pan & Wendy
Evet, bu klasik bir Disney animasyonunun bir başka canlı çekim versiyonu ve geçen yılki kasvetli Pinokyo'dan (Robert Zemeckis'inki, Guillermo del Toro'nunki değil) sonra çok cazip gelmeyebilir. Ancak Peter Pan & Wendy, yeniden yapılan Disney filmlerinin en cesuru olan Pete's Dragon'u çeken ve The Green Knight ve A Ghost Story gibi diğer projeleriyle son zamanların en tuhaf, en akılda kalıcı Amerikan filmleri arasında yer alan David Lowery tarafından yönetiliyor. Collider'dan Jeff Sneider'a konuşan Lowery, "Açık konuşmam gerekirse bu benim şimdiye kadar çektiğim en iyi şey," diyor. "Bu filme başlarken klasik Peter Pan sendromuna sahip olduğumu düşünüyordum. Büyümek istemiyorum. Kim ister ki? Filmi çekici kılacak şeyin bu olduğunu düşünmüştüm ama filmi çekerken fark ettim ki bu film benim bu sendromdan kurtulmamla ilgili. Eğer bir anlam ifade ediyorsa, bu yetişkin bakış açısıyla yaptığım ilk film."
Peter Pan & Wendy 28 Nisan'da Disney Plus'ta gösterime giriyor.
Renfield
Lego Batman Filmi'nin yönetmeni Chris McKay, romantik bir korku komedisi olan Renfield'de karşımıza başka türden bir Batman çıkarıyor. Günümüz New Orleans'ında yaşayan ve iyi durumda olan (ya da en azından ölmemiş ve iyi durumda olan) havalı Kont Drakula'yı Nicolas Cage canlandırıyor. Nicolas Hoult, Drakula'nın böcek yiyen hizmetkârı olan Renfield rolüyle karşımıza çıkarken, Awkwafina’yı da Renfield'ı bir vampiri beslemek için masum kurbanları avlamanın ideal bir kariyer olmadığına inandırmaya çalışan trafik polisi rolünde görüyoruz. Fragman eğlenceli görünüyor ancak asıl heyecan verici olan kısım Cage'in böylesine cazip bir role dişlerini geçirdiğini görme olasılığı. Total Film'e konuşan Cage, "Drakula konsepti başlı başına bir meydan okumaydı," diyor. "Daha önce defalarca yapıldı... Christopher Lee, Frank Langella, Bela Lugosi ve Gary'ye [Oldman] kesinlikle hayranım. Ancak karaktere yeni bir şeyler katıp katamayacağımı görmek istedim. Ve bir noktada bunu yapmam gerektiğini hep biliyordum."
Renfield’ın genel gösterimi 14 Nisan'da.
Showing Up
Sanatçılarla ilgili filmler genellikle dünyaca ünlü dâhileri (Mr Turner, Surviving Picasso) ya da hak ettikleri tanınırlığı elde etmek için mücadele eden dışlanmışları (Maudie, The Electrical Life of Louis Wain) seçer. Bu kez Kelly Reichardt'ın komedi draması Showing Up, zengin ya da ünlü olma ihtimallerinin düşük olmasına rağmen her gün işlerini yapmaya devam eden sanatçılara odaklanıyor. Michelle Williams; Portland'daki kişisel sergisi için kilden bir figürü tamamlamaya çalışan ancak sürekli arkadaşları, akrabaları, yaralı bir güvercin veya ev sahibinin (Hong Chau) bir türlü tamir edemediği bozuk kombi yüzünden dikkati dağılan heykeltıraş Lizzie rolünü canlandırıyor. Vox'tan Alissa Wilkinson, Showing Up'ın “sanat yapmak ve hayatı yaşamakla ilgili küçük bir komedinin saf neşesi" olduğunu söylüyor. "Film, yaratıcı işler yapmaya çalışan herkes için tanıdık gerçeklikten kopup gelmiş gibi - üstelik sessiz, zekice ve çok eğlenceli."
Showing Up 7 Nisan'da ABD'de ve 14 Nisan'da Kanada'da vizyona giriyor.
One Fine Morning
Spectre ve No Time to Die filmlerinde James Bond'un bir dargın bir barışık sevgilisi rolüyle tanınan Léa Seydoux, senaryosunu Mia Hansen-Løve'un yazıp yönettiği acı tatlı bir romantik komedi draması olan One Fine Morning (Un Beau Matin) filminde bekâr bir anneyi canlandırıyor. Seydoux'nun canlandırdığı karakter, Paris'te yaşayan dul bir tercümandır. Boş zamanının yarısı sekiz yaşındaki kızına bakmakla, diğer yarısı ise artık demans hastası olan emekli felsefe profesörü babasıyla (Pascal Gregory) ilgilenmekle geçer. Clément (Melvil Poupaud) adında evli bir arkadaşıyla ilişki yaşamaya başladığında, yıllar sonra ilk kez başkalarının ihtiyaçları yerine kendi isteklerini düşünmeye başlayacaktır. RogerEbert.com'dan Monica Castillo, "Hansen-Løve'un bu çalışması içten ama derin. Duygusal ve zihinsel anlamda az sayıda filmin cesaret edebileceği şekilde ilgi çekici." diyor.
One Fine Morning 14 Nisan'da İngiltere ve Finlandiya'da vizyona giriyor.
Little Richard: I Am Everything
Little Richard'ın hakkı hiçbir zaman ödenmedi. 2020'de ölen pompadour saçlı, kalem bıyıklı Richard Penniman Rock 'n' Roll'un kurucu babalarından biriydi ancak plak şirketi telif haklarının çoğunu sakladı. Beyaz şarkıcılar, Tutti Frutti'nin yanı sıra diğer piyano vuruşlu hitlerinin sterilize edilmiş kopyalarını kaydetti ve yorumcular onu devrimci bir sanatçı olarak ciddiye alınamayacak kadar bayağı gördü. Fakat şimdilerde Lisa Cortés tarafından yönetilen, Mick Jagger ve John Waters gibi sevenlerinin de yardımıyla dengeyi yeniden kuran bir belgesel yayınlanıyor. Variety'den Owen Gleiberman'a göre bu, "Little Richard'ın hak ettiği değeri ortaya koyan büyüleyici bir belgesel. Little Richard'ın ne kadar büyük ve aykırı bir sanatçı olduğunu, yıldız gibi parlayan dehasının kültürün tüm enerjisini nasıl değiştirdiğini, bununla birlikte yaptıklarının hayret verici radikal doğasının ve hemen hemen gerçekleştiği andan itibaren Rock 'n' Roll'un resmî anlatısının halı altına nasıl itildiğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren bir film." Filmin müzikleri de muhteşem.
Little Richard: I Am Everything 21 Nisan'da ABD'de ve 28 Nisan'da İngiltere'de vizyona giriyor.
Evil Dead Rise
Evil Dead serisinin yeniden dirilmesi çok isabetli oldu. Sam Raimi 1981 ve 1992 yılları arasında başrolde arkadaşı Bruce Campbell'ın oynadığı üç kanlı korku komedisi yapmıştı. Ardından 2013'te farklı bir yönetmenden farklı bir versiyon geldi. Bunu 2015'ten 2018'e kadar süren Ash vs Evil Dead adlı bir TV dizisi izledi. Şimdi ise Lee Cronin tarafından yazılıp yönetilen yeni bir versiyon geliyor. Lily Sullivan, uğursuz bir kitabın her türlü şeytani kötülüğü serbest bıraktığı sırada kız kardeşi Alyssa Sutherland'ı ziyaret eden bir kadını canlandırıyor. IndieWire'dan Marisa Mirabal, "Cronin'in Evil Dead Rise'ı kana bulanmış bir patlama," diye belirtiyor. "Serinin en iyi yönlerini bir araya getirirken, aynı zamanda seriden cesurca ayrılabilen, tamamen kendine ait bir canavar yaratıyor. İzleyicilerin bu türe yeniden âşık olmasını sağlayacak nitelikte bir korku filmi."
Evil Dead Rise genel gösterime 21 Nisan'da giriyor.
The Super Mario Bros Movie
Nintendo'nun Super Mario Bros'u şimdiye kadar yapılmış en çok satan ve en çok beğenilen video oyunlarından biri. Ancak spin-off filmi o kadar başarılı olamadı. Bob Hoskins ve John Leguizamo'nun başrollerini paylaştığı film 1993 yılında gösterime girdiğinde gişede büyük bir fiyasko ile sonuçlanmıştı, belki de bu yüzden birilerinin filmi yeniden çekme girişiminde bulunması 30 yıl sürdü. Nihayet Teen Titans Go!'nun yönetmenlerinden bir çizgi film geldi. Chris Pratt ve Charlie Day, akıllı mantarlar ve kaplumbağalarla dolu bir gezegene ışınlanan İtalyan-Amerikan tesisatçıları seslendiriyor. Anya Taylor-Joy kahraman Prenses Şeftali'yi, Jack Black onun diyarını fethetmeye niyetli Bowser'ı ve Seth Rogen da bir atari ikonu olan Donkey Kong'u seslendiriyor. Pratt'in İtalyan kökenli olmayışı bazı hayranlarını üzse de bu Super Mario Bros filminin bir öncekinden daha iyi olacağına kesin gözüyle bakılıyor.
The Super Mario Bros Movie, 5 Nisan'da genel gösterime giriyor.
Beau Is Afraid
Korkun, çok korkun çünkü Ari Aster, Hereditary ve Midsommar gibi sanatkârane korku dramalarının ardından aynı ölçüde sinir bozucu ama daha da tuhaf görünen bir filmle karşınızda. Joaquin Phoenix, ilgi meraklısı annesini ziyaret edeceğine söz veren orta yaşlı bir adamı canlandırıyor. Ancak dairesinden dışarı adımını atar atmaz insanların sokakta ayaklandığını görür. Daha sonra Amy Ryan ve Nathan Lane'in canlandırdığı bir çift tarafından arabayla ezilir ve evlerinde kapana kısılır. Kaçış çabaları onu farklı onlarca yıl ve boyuta götürür. Konunun ayrıntıları hâlâ gizemini koruyor olsa da filmin ürkütücü sürrealizmi, geniş kapsamı ve varoluşsal kasveti Charlie Kaufman'ın çalışmalarını hatırlatıyor.
Beau Is Afraid, 21 Nisan'da ABD ve İzlanda'da, 27 Nisan'da Yunanistan'da ve 27 Nisan'da İspanya, Norveç ve İsveç'te vizyona girecek.
Kaynak: BBC
Editör: Öğr. Gör. Dr. Tuna Uysal